Bir çiftçi, yerde bulduğu bir kartal yumurtasını, tavuk yumurtası sanarak çiftliğine götürmüş.Kuluçkaya yatan tavuğun altına koymuş. Tavuk, kartal yumurtasını da kendi yumurtası sanarak kuluçka döneminde koruyucu kanatları altında tutmuş. Civcivler ve kartal yavrusu yumurtadan çıkmış. Kartal yavrusu, tavukların ve civcivlerin davranışlarını taklit ederek kanat çırpmış, eşinmiş, darı tanelerini ve solucanları yemiş. Kendisinin bir tavuk olmadığını düşünmek aklına bile gelmemiş. Bir gün küçük kartal gökyüzünde uçan kocaman bir kuş görmüş. Kuş o kadar güzel uçuyormuş ki adeta gökyüzünün hakimi gibi davranıyormuş. Bu olağanüstü yaratığa hayranlıkla bakmış. En yakınındaki tavuğa bu kuşun ne olduğunu sormuş. "Ona KARTAL derler. O, tüm kuşların babasıdır. Herkes ondan korkar ve ona saygı duyar." yanıtını almış. "Ben de kartal olmak istiyorum" demiş küçük kartal. "Saçmalama" demiş tavuk ve devam etmiş:
"Haddini bil. Sen asla kartal olamazsın. Sen bir tavuksun. Bunu kabul et." Küçük kartal boynunu eğerek, toprağı eşelemiş. "Galiba haklısın." demiş. Küçük kartal yaşamı boyunca tavukların arasında yaşamış, gökyüzünde özgürce dolaşabileceğini bilmeden. Kendi gücünü görmeden, beş on santimetre yükseğe kadar kanat çırpıp daha fazlasını yapabileceğini, gökyüzüne ulaşabileceğini hiç düşünmemiş.