Yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz yaşıyoruz…
Amaçlarımızla ya da amaçsız, umutla ya da umutsuzca , sevgilerimizle ya da sevgisiz, mutlulukla ya da mutsuzca, dostlarımızla ya da dostsuz, cesaretle ya da korkuyla, kazanarak ya da kaybederek, başarılarımızla, hatalarımızla…
Yaşıyoruz…
Bir keresinde bana "Dünyaya ne için gelmişiz" diye sormuştu rastgele biri… "Yaşamak için" demiştim. Tebrik etmişti ve bir açıklama yapmıştı. Tam anlatamamıştı derdini; ama anlamıştım. "Hani her şeyini kaybeder, yolunu bulamaz, karanlıkta kalır da yine de yaşar ya insan; ama bu inançla yaşamak değil, yaşama dört elle sarılmak da değil. Yaşamak işte, yaşamak gerektiği için yaşamak." demişti.
Tamam da nerede yaşamak? Ya da ne zaman?
Dünden sonra mı? Yarından önce mi?
İkisi de aynı şey değil mi? İkisi de bugün değil mi?
Dünden sonra…
Hep dünde kalarak, yaptığımız hataları, duyduğumuz pişmanlıkları, "Keşke"'leri yaşayarak yaşamak. Belki "Ahh.."'lar için suçlamaya birilerini bulacak kadar şanslıyızdır da.
Ya da dünkü başarılarımızı her yerde gururla anlatarak, ama yenilerini yapmadan, yapmaya çalışmadan yaşamak. Çünkü yeterince haz almışızdır onlardan. Yenileri için de tek bahanemiz budur. "Görevimiz bitmiştir artık, bizden sonrakiler yapmalıdır gerisini…"
Ne gelecek için hedefler vardır artık, ne de onları yapacak kadar derman…
"Dünden sonraki gün" budur işte…
Peki yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz yaşıyoruz…
Yarından önce mi yaşamak gerek yoksa.
Yarından önce… Hep yarını düşünerek. Korkarak, telaşlanarak. Planlar, projeler yaparak. Hedefler koyarak. Çalışarak, sadece çalışarak. Geçmişten ders alarak ya da almayarak…
Yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz yaşıyoruz…
Ne fark eder ki… Ha dünden sonra, ha yarından önce…
İkisi de bizi en büyük hazinemizden ettikten sonra, bizi bugünden ettikten sonra ne fark eder…
Yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz yaşıyoruz…
TT.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder