17 Ocak 2009 Cumartesi

Üçüncü sır: "Sevgi"

Nasıl olup da bir anda yok olmuştu? Halbuki daha dün birliktelerdi, havaalanına götürüp uçakla evine uğurlamıştı. Hayatından memnun muydu? Büyük bir memnuniyetle mi yoksa pişmanlıklarıyla mı ölmüştü? Korkuyor muydu yoksa huzurlu muydu? Onu ne kadar sevdiğini biliyor muydu? Nefesini tutmaya çalıştıkça gözlerinden yaşlar dökülüyordu.
Uçak yere indiğinde doğrudan cenazeevine gitti ve ev annesi ile hayatını paylaşan insanlarla doluydu. Annesi bir Müslüman’dı fakat odada farklı renk ve inanca sahip insanlar vardı. Buradan ayrılalı uzun zaman olduğu için kimseyi tanımıyordu. Bazılarını babasına sorduktan sonra yalnız başına oturan bir kadının yanına giderek: “Ben onun en küçük kızıyım ve buradaki kimse sizi tanımıyor. Annemi nereden tanıdığınızı merak ediyorum.” dedi.
“Üzülerek söylüyorum ki annenizi tanımıyorum”.
“Peki neden burdasınız?”
“Yıllar önce hayatımda çok zor bir dönem geçiriyordum. O kadar güçsüzdüm ki, intihar etmeyi bile düşünüyordum. Otobüste kitap okuyan bir kadının yanına oturmuştum. Yolun yarısına geldiğimizde kitabını dizlerinin üstüne koyarak: ‘Konuşmaya ihtiyacın var gibi duruyorsun’ dedi. Davranışı o kadar içtendi ki, ona her şeyi anlattım. Eve gittiğimde onunla geçirdiğim yirmi dakika benim hayatımı kurtarmştı. Verdiğim karar sadece benim hayatımı değil, pek çok kişinin hayatını kurtarmıştı.”
“Peki bunun annemle ne ilgisi var?”
“O gün o kadar kendime dalmışım ki, kendimi tanıtmadım bile. Üstelik onun da kim olduğunu sormadım. Fakat dün onun resmini gazetede görünce buraya gelmek istedim.”
Önce ağladı, sonra gülümsedi. İçindeki hissi bir türlü anlayamıyordu, üzüntüsünden mi ağlıyordu yoksa mutluluğundan mı bilmiyordu? Annesinin hayatını anlamıştı. O her zaman sevgi dolu bir insandı. Karşısındaki kişiyi tanımıyor olsa bile ona sevgisini veriyordu. İçi huzurla dolmuştu ve bir dua etti: “Allah’ım aynı hayatı yaşamama izin ver.”

Kitabı okurken en çok etkilendiğim kısımlardan biridir. John Izzo o kadar güzel yazmış ki, “Keşke daha önce okumuş olsaydım” dedim.

Okurken benim farkettiğim gibi siz de farkedeceksiniz. Bu sırları hepimiz zaten biliyoruz. Ama nasıl oluyorsa pek çoğumuz uygulamaktan kaçıyoruz. Burada “Sır” kelimesinin anlamı değişmiş oluyor: “Kimsenin bilmediği şey” yerine “Herkesin bilip de kimsenin uygulamadığı şey” oluyor. Kitaba ne açıdan bakacak olursak olalım mükemmel sayılabilecek bir kitap. Bu kitaba 5 üzerinden 5 veriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...