23 Kasım 2008 Pazar

Neden dört doğru bir yanlışı götürmüyor?

16 Kasım Pazar günü ALES'e girdim. İlk defa bir sınav bu kadar kolay geçti. Ama zaman biraz dengesiz gibiydi. Sanki akreple yelkovan yer değiştirmiş gibi, saatler hızlı dakikalar yavaş geçiyordu. Nerdeyse çıkıp gidecektim sınavın yarısında.
Dört yıldır test de çözmemiştim hiç (dün bir test çözdüm yalan söylemiyim:)) Aslında kalemim bile yoktu arkadaşımdan aldım. Ne güzeldi ya. Keşke ÖSS de bu kadar rahat geçseydi.

Sınav o kadar garipti ki bazen düşlere daldım. Bir seferinde uyandığımda Kız Kulesi'nin karşısında çay içiyordum. Bir seferinde trende gidiyordum. Sonra New York borsasının kapısına kilit vurulduğunu gördüm. Tesadüf bu ya, tam da önümde dünya borsasının krizden dolayı 100 milyar dolar kaybettiğini söyleyen bir soru vardı (tabi kayıp trilyonlarla ifade ediliyor bugün)
Sonra blog'umda neler yazsam diye düşündüm, aklıma yüzlerce şey geldi. Otaku hikayeleri, inovasyon örnekleri, ipuçları, yaşam dersleri, Java ve C# makaleleri, …
Kim ne yapıyor diye etrafa şöyle bir göz gezdirdim.

Herkesin başı önde soru çözerken yan sıradaki kız da beni kesiyormuş, bir an göz göze geldik :) (Sınavdan sonra baktım, benden önce çıkmış yetişemedim. Kalemlerimizi değişirdik belki forma değişir gibi. Belki bir çay içmeye de vakit bulurduk ya, neyse…)

Sonra fark ettim ki hala sınavdayım, devam edeyim dedim kendi kendime. Hep duyduğum bir soru aklıma geldi: "Neden dört yanlış bir doğruyu götürüyor da, dört doğru bir yanlışı götürmüyor?" buradan yola çıktım başka nedenler buldum:

"Neden bu sınavlar hep sabahın köründe olur?" (Zaten Pazar, yapın öğleden sonra :))
"Neden öğretmenler, cevaplarını zaten bildikleri soruları bize sorarlar?"
"Neden iki gün okula gidip beş gün tatil yapmıyoruz?"
"Neden otobüsler bizi kuyrukta beklemiyor?"
"Neden herkes ayakta?"

Aha, sınav bitmiş… :)

TT.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...